Gizemli "Kıblan Tragna"dan yaptığımız bu alıntı, 7. Kat adı verilen ilişki veya bilinç boyutunda yapılıyor. Tragna Bilgileri, majikal bir görüşün örneğidir ve majikal bilinçaltını yansıtmaktadır.
Geçiş başlamadan önce, çalışma piramitinde, Saki´nin kılıç benzeri bir şeyin üzerine bazı harfler yazarak birşeyler hazırladığı görüldü fakat bu nesne neyse çalışma sonuna kadar bir daha hiç görülmedi. Geçiş başladığı zaman önce bir yükselme hissi ve yolcuların fizik plandaki bedenlerinde, zaman zaman artan başağrıları ve mide bulantıları duyuldu. Bunlar hemen hemen geçiş tamamlanana kadar değişik şiddetlerde devam etti. Çalışma piramiti çok yüksek bir dağın tepesindeymiş hissi veriyor ve kendi ekseni etrafında, saatin aksi yönünde hafif hafif dönüyor. Buraya kadar olan çalışmalarda görünüm olarak çalışma piramiti´nin duvarları ve tabanı geçirgen değildi. Bu noktadan sonra piramitin tabanı ve duvarları şeffaflaştı ve çevre rahatlıkla görünür hale geldi. Bundan sonraki bütün çalışmalarda da böyle kaldı. Aşağıda parlak mavi bulutlar görülüyor. Gök parlak gri, renk tonları aşağıdan yukarıya doğru, yatay şeritler halinde koyu maviden başlayarak basamak basamak açılıyor ve griye dönüşüyor.
Geçiş başlıyor;
Piramit yükselmeye devam ediyor ve bir süre sonra çevre kararıyor. Boş ve yıldızsız uzay boşluğu ya da siyah bir mürekkep denizi gibi. Piramit belirsiz bir yöne doğru yatay olarak kaymakta ve içinde bulunulan fiziksel çalışma ortamına göre hafifçe kuzey yönüne kayarmış gibi hisler algılanmakta. Bu noktada Saki, aşağıdaki şekli ve altındaki "Agma Esko" sözlerini bir kağıda yazdı. Bunun nedeni anlaşılmış değil. Çalışma sırasındaki gerek duygusal ve gerekse fiziksel baskılar nedeniyle bazı şeylerin sorulması ihmal edilmekte. Sonraki aşamalarda da karşılaşılan yeni şeylerle ilgilenmekten dolayı, üzerinde fazla durulamadan geçiştirilen bu gibi konular unutulmaktadır. (Notların banttan dinlenip, yazıya geçirilmesi ise ancak birkaç ay sonra yapılabildiği için olayın üzerinden çok zaman geçmiş oluyor. Elde kalan tek şey görür görmez anında yapılan çizim ve banttaki anlatımdan çıkan, nerede, neyle ve ne zaman karşılaşılaşıldığı bilgisi oluyor. Bu durumda da, önemli birşey olsaydı üzerinde durulurdu düşüncesi ile boşveriliyor. B.K.) Bundan sonra çevre tekrar grileşir ve piramit durur. Burası soğuk ve kuru bir ortamdır. Dağlık bir bölge gibi... İki tarafında sıra dağlar olan kanal gibi bir yol... Daha başka bir ifade ile uzun bir kanyonun içine benzetebiliriz. Oldukça geniş olan yol hafifçe sağa dönüyor, çok çok ilerde beyaz bir gökkuşağı görülmekte. Tam olarak yarım disk gibi bir şey. Yerde, toprağa gömülü büyük, kare şeklinde taşlar var. Bunlar yolun yan sınırlarını belirtir gibi yanlarda, aralıklı olarak dizilmişler fakat karşılıklı değiller, çapraz koyulmuşlar. Her taşın üzerinde aşağıdaki sembol görülmektedir.
"Sembol 1"
Garip varlıklarla tanışma...
Saki, "Bu, buranın kendi giriş işaretidir." diyor. İlerde bir noktada dağların bittiği fakat yolun devam ettiği görülüyor. Biraz ilerde büyük bir sütun var. Sütunun tepesinde ayni yol işareti, bu kez bir daire içinde görülüyor. Sütunun tam ortasındaysa cam gibi parlayan bir yer var, parlak bölge içe çekermiş gibi vakum duygusu vermekte. Saki, "Gidilecek yer buranın bir üstüdür. Buradan gitmek yolu biraz daha uzatır." diyor. Piramit dönüyor (Sola döndüğü sanılıyor). İlerde yine havada duran ikinci bir piramitle karşılaşılıyor. Bu boş bir piramit. Tabanı çalışma piramiti ile ayni boyutta olmakla birlikte tepesi daha yüksek. Yani yaklaşık olarak 20 metre taban uzunluğuna ve 25 metre yükseklikte. İkinci piramit, çalışma piramiti ile içiçe girip, onu tamamen kapsıyor. Öbür piramitle birlikte tekrar sola dönülüyor ve bir süre sonra piramitler duruyor. Gri olan üst taraf açılırken gök yüzünün de kapı gibi açıldığı görülüyor. Yukardan, piramitlerden bir kaç defa daha geniş ve kör edici beyazlıkta bir ışık sütunu iniyor, piramitleri içine alıyor ve yukarıya çekiyor. Görüntü dev bir flöresant tüpünün içindeymişçesine... Çok yavaş bir yükselişle kapıdan geçtikten sonra aşağıda kalan kapının tekrar kapandığı görülüyor. Girilen mekan çok geniş bir yer ve yolcularda ikiye ayrılma duyguları uyandırmakta. Bu noktada ikinci piramit çalışma piramitinin üzerinden ayrılıyor. Çalışma piramiti gene bir yolun üzerinde, yol oto yarış pistine benziyor ve kıvrılarak gidiyor. İki yanda duvar gibi bir şey var ve üzerinde dev, gemi lombozlarına benzeyen pencereler görülüyor. Pencereler yola doğru bombeli, sağa dönülüyor ve beyazlık kayboluyor. Şimdi görüş şartları daha iyi. Çevre boş gibi ve lomboz şeklindeki pencereler değişip, hapishane parmaklıklarına benzer bir şekle dönüşüyorlar. Parmaklıkların ardından iniltiler geliyor. İçerden dışarıya imdat istermiş gibi uzanan kollar ve garip suratlar farkediliyor. Sıkıcı bir ortam, daha ilerde, kafasına cellat kukuletası benzeri bir maske geçirmiş olan bir varlık görülüyor. Varlığın elinde uzun bir kırbaç görülüyor. Garip olan varlığın boyu, bu varlık çalışma piramitinden yaklaşık on defa daha uzun. Yani insansal oranlara göre 200 metre boyunda olabilir.
"Bir sınav vereceksiniz..."
Varlık, parmaklıklardan uzananları geriye püskürtüyor ve yolculara yol gösteriyor. Parmaklıklar bitince iki yanı mavi ve gri karışımı bir yere geliniyor. Piramitin önünde bir duvar ve basamak var. Burada da, dev gibi, cüppe giymiş ve sırtı bize dönük bir adam görülüyor. Adam bize dönüyor. Yüzü Saki´ye benzemekle beraber yüzü kurukafa gibi... Ama gözleri vardır fakat içi görünmüyor, konuşuyor ama ağzı haraket etmiyor. Piramit, varlığın karşısında yere konuyor. Varlık konuşuyor; "Bu bölgeye girmeden önce geçilecek bir yer vardır, bir tür sınav gibi. Girip, imtihan vereceksiniz. Demin gördüğünüz parmaklık ardındaki insanlar, şimdiye kadar verilenleri iyi kullanamayanlardır. Burası, bu katın ve ötesinin sıfır katı gibi bir yerdir. Bazı kişiler ya burada tutulup cezalandırılırlar veya duruma göre daha aşağıya gönderilirler." Sonra çalışma piramiti ile birlikte ilerleniyor. Arkadan varlık elini uzatıyor ve bir işaretle piramitin kendisinden taraf olan yüzüne, yukardan aşağıya doğru aşağıdaki işaretleri yazıyor;
"Sembol 2"
Varlık, "Bu, bundan sonra sürekli olarak burada kalacaktır." diyor. Sol yanda bir kapı açılıyor, büyük ve iki kanatlı bir kapı. İçersi karanlık, önce derin bir sessizlikle karşılaşılıyor sonra rüzgar sesi duyuluyor ve uzakta bir gökkuşağı görülüyor. Karanlığın içinde duran yedi renkli bir gökkuşağı. Aşağıda yola benzer bir şey var, piramit bunun tam üzerinde, havada gitmekte. Kapı arkadan kapanıyor. Kapının iç yüzünde içinde dört Satürn simgesi olan bir eşkenar dörtgen çizimi var.
"Sembol 3"
Susuz kanalda giden gümüş tekne; Bunlar olurken yolcuların boyunlarında fiziksel olarak takılı olan gümüş eşkenar dörtgenler gerek fizik planda, gerek astral planda devamlı olarak ısınmaktadırlar. Çalışma piramiti ilerliyor ve gökkuşağının altından geçiyor. Geçiş sırasında üzerine toz veya su gibi bir şey iniyor ve yapışıyor. Çevre simsiyah karanlık olmasına rağmen cisimler ve çizgiler çok net olarak görülmekte. Piramit ilerlemeye devam edip, sağa sapıyor. Bir kapı daha açılıyor ve aydınlığa çıkılıyor. Sağlı sollu sekiz kapı veya giriş var. Her kapının üzerinde bir işaret görülmekte, sanki bir terslik olmuş gibi. Çevre kendiliğinden değişiyor ve yine aydınlık bir ortama çıkılıyor. Burası kayalık bir arazi, bir kanalda duran, Eski Mısır teknelerine benzeyen küçük bir kadırga görülüyor ama teknenin durduğu kanalda su yok. Teknenin tamamı gümüşten yapılmış gibi fakat çevre renklerini yansıttığı için ilk bakışta parlak bakırdan olduğu da zannediliyor. Çevredeki herşey istisnasız olarak bakır renginde ve parlak. Birden yine cüppeli ve saçsız bir varlık geliyor. Gözleri diğerlerinde olduğu gibi petek şeklinde ya da sinek gözü gibi. Bu da diğerleri gibi dev boyutlarda. Yolcuları tekneye çağırıyor, çalışma piramitiyle birlikte tekneye giriliyor. Piramite oranla çok büyük bir tekne bu. Piramit teknenin arkasında bir yere oturuyor ve aşağıda kürekçiler görülüyor. Piramit yolculara göre hala 20 m. yüksekliğinde fakat teknenin içindeyken normal boyuttaki bir insana göre, 20 cm yüksekliğindeki bir biblo gibi görünüyor. Bu arada, tekne, içinde su olmayan kanalda ilerliyor. Kanal, yola benziyor ve tekne havada kayıyor. Teknedeki varlık sesini yolculara göre düzenleyerek konuşuyor. İsmi "Xingor" (İksingor). Elinde çalışma piramitinden daha büyük boyutlarda olan bir kitap tutuyor, kitabın üzerinde aşağıdaki şekil görülmekte.
"Sembol 4"
Tehlikeli bir kitap daha. !
Xingor kitabı açıyor. Tekne hala ilerlemekte, önünde büyük bir disk beliriyor. Disk ortadan açılıyor ve tekne içeri giriyor, içersi karanlık. İçerde, bir çok varlık olduğu hissediliyor fakat öncelikle Xingor´dan başkası görülmüyor. Xingor "Bunları getirdim." diyor ve yolcuların madalyonlarını alıp, diğerlerine gösteriyor. Madalyonlar burada bir tür kayıt cihazı gibi; varlıklara, yolcuların gücünün ne olduğunu ve ne kadar sıklıkta kullandıklarını gösteriyorlar. Bir tür majikal bir künye gibiler. Xingor, yolculara madalyonlarını geri veriyor. Piramitin merkezine tam ortadan turkuaz renkli bir ışın iniyor. Işık piramitin tepesine çarpınca çevreye dağılıp, etrafı aydınlatıyor. Etrafta sekiz tane tümü birbirine benzeyen devler görülüyor. Tekne onların yüzleri hizasına yükseliyor. Bunlar oldukça yüksek seviyeli varlıklar. Yolcuların yaptıkları ve yapmakta oldukları majikal uygulamalarda kullandıkları zikir, talisman yani mühür gibi şeylerin gerekliliğini de kabul etmiyorlar. Onlara göre bu gibi şeyler yetersizlik belirtisi sonra tekne tekrar alçalıyor ve duruyor. Xingor elindeki kitabı açıyor. Aşağıdaki sözleri okuyor; "Bu kitabı, her kim olursa olsun, okuyan hak kazanır. Ama bu kişi hayatının sonuna kadar bağımlı kalmak zorundadır. İyi veya kötü onu her şekilde kullanacaktır. Kurtulmak istese bile ancak bunu kendi hayatıyla ödeyecektir." Yukardaki sözler buraya, aynen kitapta yazıldığı gibi alındı ve cümle yapısında herhangi bir düzeltme yapılmadı. Sanki yabancı dildeki bir şiirin Türkçe´ye çevirisi gibi izlenimler uyandırıyor.
Karar verme noktası...
Xingor kitabı kapatıyor ve şunları söylüyor; "Gördüğünüz gibi, bundan sonra öğreneceğiniz herşey sadece gücü arttırmak için yapılacak şeylerdir. İsterseniz burada bitirin fakat devam ederseniz gireceğiniz herşey güç kazanmak içindir ve devam kararı verdikten sonra artık vaz geçemezsiniz. Hangi şeyi yaparsanız yapın, devamlı bağlantı halinde olacaksınız. Karar verin. Çok zor şeyler geliyor. Bu kısım onuncu kata gider. Sadece düşünmek yeterli olacaktır. Ama ancak bir süre sonra..." Bu noktadan sonra devam edebilmek için yolcuların, bu çalışmaları bundan sonra asla bırakmayacaklarına ve eşkenar dörtgen şekilli madalyonlarını hiç çıkarmayacaklarına söz verip, yemin etmeleri gereklidir. Eğer bu yapılmazsa buraya kadar alınan bilgiler ve talismanik uygulamalar bundan sonra da kullanılabilir, Çeşitli şekillerde daha alt katlarda dolaşılabilir fakat daha ileriye geçilemez. Ayrıca; bu noktada terketme kararı alındıktan sonra, çalışmalara alt seviyelerde devam ederken, sonra vazgeçip, ilerleme kararı verilemez. Yolcuya karar verebilme yada tercihte bulunabilme hakkı bir defa verilir. Şimdi devam edelim; bundan sonra çalışma piramitinin dışında normal insan boyutlarında bir varlık görülür, dişi görünümlü bir varlıktır ve yolcularla görüşmesi için onların boyutlarına indirilmiştir. Parlak yeşil gözlüdür ve göz irisleri kedi gözü gibi elips biçimindedir. Varlığın sadece yüzü net olarak seçilirken tekne durur. Burası gri ve kayalık bir ortamdır, varlık takip edilerek, piramitle beraber tekneden inilir. Çevre tamamen amber rengine dönüşmüştür. Bir merdivenle yükselinir ve piramit bir tepenin üzerine oturur. Varlık dışarda ileriye doğru bakmaktadır; upuzun ve derin bir kanyona... Yer, gök her yan bakır rengidir, bulutlar bile bakır rengindedir. Üstten inen bir ışık hüzmesi piramite yaklaşır. İçinden yüzü olmayan ve tamamen beyazlar giymiş başka bir varlık çıkar ve sadece bakar ve gider.
Korku veren görüntüler ama neden?
Bu noktada çeşitli geçiş denemeleri yaşanmıştır. Yedinci kat hakkında buraya kadar anlatılanlar ve yapılan denemeler yolcuların tamamen bilinç yapılarından kaynaklanan şeylerdir. Sadece Yedinci katın ana hatlarının birbirini tutabileceği ve diğer detayların, kişilerin şuur yapıları ve müşterek bilinç alanlarına göre değişken şeyler olduğu düşünülmektedir. Saki, bu noktada "Hazırlıklar yeterli olmadığı için denge kurulamadı ama inceleme normaldir. Burası çok önemli bir kapıdır aslında buradaki varlıklarda boy farkı yoktur fakat size göre çok uzak boyuttalar siz ilerledikçe bu fark azalacaktır. Küçülünce sizin gibi, o yeşil gözlü varlık gibi olurlar. Bu seviyeye spiritüal medyumlar asla çıkamazlar ve hiç çıkamadılar. Ancak majikal ekollerden gelenler çıkabilirler." Burada yaşanan şeyler genel olmayıp, kişiye özel yani kişiye göre değişebilen deneyler olmalarına rağmen geçiş vizyonları özet olarak verilmiştir. Tekrar oönelim; piramitin durduğu tepenin ilersinde, uzaktaki başka bir tepenin üzerinde bağdaş kurarak oturmuş dev bir kadın imajı görülüyor. Önünde bir ateş yanmakta ve kadın birşeyler söylemekte ve önünde bulunan hava tabakasında bazı haraketler var. Bu haraketlenmeler, ısı dalgaları veya hava akımlarına benziyor. Hava akımı kadını kaldırıyor ve piramite yaklaştırıyor. 35-40 yaşlarında, elmacık kemikleri çıkık, gözleri yine kedi gözü gibi ve parlak yeşil. Kadın gülüyor, güldüğü zaman yüzü değişiyor ve bir kurukafaya dönüşüyor. Kafası süratle büyüyor ve aniden piramiti içine alıyor. Piramit kararıyor ve hızla ilerlemeye başlıyor sonra karanlıkta bir yerde zemine oturuyor. Çevrede garip ışıltılar var, bir süre bekliyor, ilerde bir şey açılıyor ve piramitin gene gümüş kadırganın arkasındaki yerinde olduğu görülüyor.
Bilinmeyen suyu isteyen çocuk...
Xingor oradadır. Tekne geriye dönüyor fakat aynı yere gitmeyip sola dönüyor. Yavaş yavaş ilerlerken, ince sesli bir kadın kahkahası duyuluyor . Bir şekil var ama yüzü simetrik değil. Ayrıca sabit durmayıp, dalgalanıp, kayıyor, önden dev bir yılan fırlıyor kafası bir kadın kafası gibi fakat saçları yılanlardan oluşmuş. Medusa başlı bir yılan bu... Bir çok, değişik korkutma imajından sonra tekne/piramitin kanalın kenarında sakince durduğu görülüyor. Çok yavaş haraket eden tekneden çıkıp, ilerlenince sarışın, mavi gözlü, ince sesli bir çocukla karşılaşılıyor. Çocuk normal boyutlarda ve su istiyor. Değişik bir görüntü ve olduğu anlaşılamayan bir su istiyor. Sonra, buradan da çıkılıyor. Bu noktada çalışmaya ara verildi. Daha sonra tekrar devam edildiği zaman ayni yeşil gözlü tip gelip, bizi gene ayni tepeye çıkarttı. Ve yine ayni imajlar görüldü. Bağdaş kurmuş kadın veya piramiti yutması vs. Aynı tünelden geçiliyor. Bundan sonra oldukça acayip görüntüler alındı, büyük bir çoğunluğu yolcuların bilinçaltlarıyla ilgilidir. Bir tür, ölüm, teşevvüş, eski hayatları hatırlamak denilebilecek şeyler yaşandı. Şimdi ayrıntı bilgileri verelim;
Amber Şato´da olanlar;
Giriş ve geçiş bölümlerinin son derece karışık vizyonlarının ardından yolcular birdenbire, kendilerini bir şatoya bulurlar. Artık üzerlerinde piramit yoktur ve Xingor yolcuların boyundadır. Ayrıca Saki de oradadır. Hep birlikte bir odadadırlar. Çevre, oda, herşey Amber rengindedir ve odada yolcu sayısı kadar ayna vardır. Yolcular aynalarda, kendilerini değişik formlarda, oldukça yaşlı, genç, kılıçlı, kitaplı, bitkin, dinç, değişik kılıklı gibi çok çeşitli şekillerde görebilirler. Xingor, bunların, yolcuların ruhlarının görüntüleri olduğunu, yolcular ruhsal olarak tekamül ettikçe görüntülerin de değişeceğini söyler. Bundan sonraki çalışmalarda bilincin projekte olacağı yer ve çalışma merkezi bu odadır. Artık piramit kullanılmayacaktır. Piramit ve Saki 6. Kata aittirler ve oradaki yerleşim konumunda kalacaklardır. Saki ile görüşmek istenirse 6. Kata inmek gerekecektir. Bununla beraber Saki, düşünce olarak daima yolcuların yanında bulunacaktır ve karşılıklı bir görüşme için yolcuların 6. Kata inmeleri şarttır. Buraya ulaşmakla 7. Katın birinci bölümüne girilmiş ve giriş bölümü bitirilmiş olur.
Zaman Yolculuğu
Amber şatodaki odadan çıkıp, Xingor´la birlikte sağa yürünür. Burada gerek görüntüler, gerek sesler dalgalanmalar halindedir. İlerde camdan yapılmış bir lahdin içinde yatan bir adam görülür, derisi yeşilimtıraktır. Kafasının üzerinden beyin kıvrımları belli olmaktadır ve saçları yoktur. Uzun, sivri sakallı ve tombulcadır. İsmi Artimel. Xingor, buradan ileriye Artimel´in götüreceğini söyler. Artimel kalkar ve dışarıya çıkılır. Bu seviyelerde, daha aşağı katlardaki gibi yürüyüp, merdiven inip ya da tünellerden geçip dışarıya çıkmak veya içeriye girmek gibi şeyler olmuyor. Yolcular, kendilerini bir anda dışarda veya gidilecek yer neresiyse orada buluyorlar. Sadece belli bölümler içinde bilinçli ilerleme yapılıyor. Ani geçişler bir tür şok meydana getiriyor ve toparlanmak için kısa bir zaman gerekiyor. Artimel havada gitmektedir. Bir rampadan aşağıya inilir. Yine sütunlu bir yol. Gene ayni Eski Mısır kadırgasıyla karşılaşılır fakat bu sefer yolculara göre normal boyutlardadır. Yine kürekçiler vardır, yolcular arkadaki kısma binerler. Kadırga ilerler ve bir vadiye girilir. Yer her zamanki gibi gök bakır rengidir. Havada şimşekler ve bulutlar var ve tabii şimşekler ve bulutlar da bakır renginin değişik tonlarıdır. Çevre genel olarak ilkel bir görünümde, bir çok yanardağ görülüyor. Uzakta çok büyük bir yanardağ var. Burada güç dalgaları çok yoğundur ve yolcularda başdönmesi, mide bulantısı gibi belirtiler oluşmaktadır. Dağın dibinde bir kapı ve kapının üzerinde eşkenar dörtgen içindeki dörtlü Satürn sembolü vardır.
"Yöntemler sadece sizin içindir..."
Artimel´in elinde de ayni sembolden olduğu görülür, iki sembol üstüste çakışınca kapı açılır. İçersi karanlık ve soğuktur, sadece ilerde bazı ışık yansımalarının olduğu görülür, sağda bir lav yığını vardır. İlerlenir, cüppeli ve kapşonlu bazı varlıklarla karşılaşılır. Bunlar, Artimel ile bazı şeyler görüşürler ve hep birlikte ilerlenir. Sonra çevre aydınlanır, burası dev bir koninin altıdır. Dağın içi konik olarak boştur ve duvarda bir çok resim görülür. Bunlar dünyadaki bütün dinlere ait kalıplaşmış sembolleri gösterirler. Mesela Meryem ve Bebek İsa, Buda, Kabe, Musa ve On Emir tabletleri gibi şeyler. Ortada daire şeklinde bir masa ve onun da ortasında büyük bir küre vardır, küre ortası dar bir silindirin üzerine oturmuştur. Yolcular masanın yanına gidip, ellerini masaya dayarlar. Diğer varlıklar biraz uzakta durmaktadırlar. Küre biraz büyür. Bazı karışık görüntülerden sonra bir şekil oluşur. Şekil, üç boyutlu, belirsiz bir surattır, iki göz, burun ve ağız farkedilmektedir. Varlığın sesi oldukça kalındır. "Şimdiye kadar olanları rahatlıkla uygulayabilirsiniz. Size verilen alfabe sistemi, beyin sisteminize göre verilmiştir. Sizin kontrolünüz altında olan çalışmaların dışında başka hiç kimse bir şey elde edemez. Yöntemleriniz bu çalışma gurubuna özeldir. İyi kullanırsanız başarılı olursunuz." der. Küre ve içindeki surat biraz daha büyür. "Bundan sonra göreceğiniz bölümlerden sıkılabilirsiniz. Zaman zaman çok eski çalışmalara dönebilirsiniz (Dönmek ve eskileri tekrarlamak zorunda kalabilirsiniz anlamında). Atavistik kayıtlarınıza ve başkalarınınkilere girebilirsiniz. ister devam edin, ister etmeyin. 8. Kata girince daha da sıkıcı olabilir fakat sıkılmamanız tavsiye edilir. Burada eski talismanları göremeyeceksiniz." Varlık bunları söyledikten sonra materyalize olur. Beyaz bir cüppe içindedir, yüzü belirli değildir, herhangi bir isim vermez. Varlık, ilk görüşülen kişi olarak Xingor´u söyler ve bundan sonra onunla görüşüleceğini belirtir, kendisinin bilinen ya da düşünülebilen türde varlıklardan olmadığını söyler. Cin veya demon değildir.
10.000 yıllık yolculuk ama ancak gözlem için...
Ortam bir anda değişir. Varlık ve yolcular bir çöldedirler ve kum fırtınası vardır, develere binilerek ilerlenir. Çok gerilerde bazı piramitlerin varlığı hissedilir. Vahaya benzeyen bir yerden geçtikten sonra garip bir bina ile karşılaşılır. Bina mantara benzer, altında develerden inilir. Kapısının üzerinde gene ayni, eşkenar dörtgen içinde dörtlü Satürn sembolü vardır. içersi son derece farklıdır, modern bilgisayarlar ve çok ileri teknolojik sistemler görülür. Gelişmiş bir bilgi işlem merkezi veya bilim kurgu filmlerindeki uzay gemilerinin içi gibidir. Asansör gibi bir şeyle, sütundan yukarıya kubbeye çıkılır. Yukarda görülen aletlerden birinin, bir zaman düzenleyicisi olduğu söylenir. Buradaki sistemle dünyanın istenilen yer ve zamanına girilebiliyor. -5000 ve +5000 yıl arasında, 10 000 yıllık zaman dilimi içinde yolculuk yapılabiliyor. Kişi kendi geçmişi ile ilgili bölümlere geçebiliyor, bir bölüme girerek, görülen zaman ve mekana geçiliyor. Buradaki insanlar yolcuları göremedikleri gibi, yolcular da duvar gibi katı maddelerden de geçebilirler. Bununla beraber gidenler, girilen zaman içinde etkin olamazlar, sadece gözlemci olabilirler. Bu bölümün rehberi olan varlığa göre kader yoktur. Zaten programlanmış bir sistem vardır. Yolcuların, yolculukları da programlanmıştır fakat ne ölçüde ilerlenebileceği kişilere kalmıştır. İçinde bulunulan kubbe, sütunun üzerinden havalanır ve yolcularla birlikte ilerler. Bir süre simsiyah boşlukta uçtuktan sonra uzayda, Satürn´e benzeyen halkalı bir gezegen görünür. Belki de görülen siyahlık uçuş değil de, geçiş sırasında, bilinçlerin alışık olmamasından kaynaklanan karanlıktır. O sıradaki şartlanmalardan dolayı uzayda gidiyor hissine kapılmış olabiliriz. Gaz bulutları ve yoğun bir renk karmaşası görülüyor, zemine yakın bir yükseklikte ilerlenir ve kubbe, tekrar sütun şeklinde bir kubbe ayağına oturur. Burası hava alanı gibi bir yerdir, her yer son derece beyaz, modern ve metaliktir. Tamamen beyazlar içinde bazı varlıklar vardır, rehberlik yapan aynı varlık, bir odaya götürür. Odada kalın bir camın ardında, ufuktaki bakır renkli dağlar görülmektedir, burası bu varlıkların merkezidir. Aynı zaman monitörü burada da vardır, buradaki varlıklar da yolculara talisman benzeri bazı şeyler verirler fakat burada verilenler farklıdır. Rehber "Buradaki talismanlar insanlara göre değildir. İnsan işlerinde kullanılamazlar, dünyevi işlerle ilgileri yoktur." Aşağıda buradan alınan talismanlardan biri olan "Güç toplayıcı" vardır.
"Sembol 5"
Sizlere Kıblan Tragna Kitabı´ndan bir örnek daha sunduk. Okuduklarınız ya yukarda yazdığı gibi bilinçaltı simgeleridir veya gerçekten bir başka boyutun, bilinmeyen bir evrenin görünümüdür. Simgelerin zenginliği dikkat çekicidir, özellikle psikolojik arşetipler çarpıcı ve düşündürücüdür, anlamsal olarak ilgililerin dışındakilere pek birşey ifade etmiyorsa da, metafizik bir ilişkinin tanıtımı olarak ideal bir örnektir. Ruhsal ilişkilerin ötesinde görülen bu tür çalışmalar maji literatüründe rahatça yer bulabilirler. Zaten, Tragna Kitabı Blavatsky´nin "Gizli Doktrin"ininden veya Crowley´in "Toth Kitabı"dan çok farklı sayılamaz. Simgesellik zenginliği yönünden ise, Lovecrawt´ı anımsatır, eksiği sadece öyküsel olmamasıdır...
0 Yorumlar