ASLINDA YEDİ BEDENİMİZ VAR...
Fiziksel bedenimizin içinde ve üzerinde gözümüzle göremediğimiz modern fiziğin daha yeni yeni ölçebildiği frekanslarda varlığını sürdüren bir enerji bedeni (aura) vardır.
Enerjetik bedenimiz sonsuz katmanlardan oluşan bir yelpazeye sahiptir ve metrelerce uzağa gidebilir.
Enerjetik bedenimizin son derece alıcı olduğu giriş ve çıkış kapılarına da “Çakra” diyoruz.
Aslında enerji bedenimiz (Aura) Ruh diye anlaşılan bir kavramı da içinde barındırdığı için bizim fiziksel olarak algılayamadığımız şeyleri yaşayabilmektedir.
Ruh ve aurayı bizim beş duyumuzla algılayamadığımız fiziksel gerçeklikler sınırlayamaz.
Enerji bedenimiz fiziksel sınırlarımızın ötesindeki frekanslarda da var olabildiği için Ruh rahatlıkla her zaman her yerde var olabilir.
Yani kısaca Ruh beden hayattayken de ölüm ve yaşamın ötesinde ne olduğunu algılamaktadır.
astral yapanlar “Ruhun Ölümsüzlüğü” gerçeğini kavramışlardır.
Bu gerçekten yola çıkarsak Ruh beden yaşarken varolduğu gibi beden yaşamazken de varlığını sürdürecektir. Böylece Ruh doğumdan önce de ölümden sonra da vardır.
Ruhun bir enerji olduğu ve asla yok olmayacağı ancak boyut değiştireceği gerçeğini yani ölümsüzlüğünü kabul edince onun daha önce de bedenlenmiş olabileceği olasılığı ortaya çıkıyor ki; buna “Reankarnasyon” diyoruz...
Konuyu fazla dağıtmadan enerji bedenimizin katmanlarına geçelim. Enerji bedenimiz kabaca 7 katmanla sınırlandırılmıştır. Bunların ilk 3’ü fiziksel yaşamımızla doğrudan ilgili sonraki bölümler ise yaşam ötesi boyutlar ile ilgilidir.
1. Eterik Beden:
Fiziksel Beden’e en yakın titreşimde olan bedendir ve hissetmesi en kolay olandır. Reiki 2 seviyesinde olanlar rahatlıkla hissederler. Eterik Beden bir anlamda bedenimizin koruyucu ağı olduğu için onun zarar görmesi fiziksel olarak hastalanmamıza yol açar. Fiziksel bedende olan bir yara ya da ameliyat izi Eterik Beden’de yırtılmaya yol açar.
2. Duygusal Beden:
Eterik Beden’den sonra gelen duygusal katmanın akışkan bir enerjisi vardır. Negatif savunma kalıplarımızın ve farkına varmadan verdiğimiz tepkilerin kaynağı bu katmandır.
3. Mental Beden:
Burası düşüncelerimizin zeminidir. Mental katman insanlarda genellikle duygusal katmanla karışarak yaşar. Bu nedenden çoğunlukla düşüncelerimizi duygularımızdan ayırt etmekte zorlanırız. Özellikle ani kararlar almamızı gerektiren konularda duygularımızdüşüncelerimizin önüne geçer yani önce duygusal tepki veririz. İdeal olarak duygulardan bağımsız olarak sağlıklı tarafsız kararlar alabilmeliyiz. Fakat anı bankamızda biriken duygusal deneyimler bunu genelde zorlaştırır.
4. astral Beden:
Kalp Çakramızın yönettiği astral Beden fiziksel bedenimiz ile ruhsal boyut arasındaki geçiş aşamasıdır. Kendisinden öteye gidemeyen deneyim paylaşamayan insanlar astral Beden’i kullanamıyor demektir ya da başka bir deyişle astral katman rehberlik aldığımız düzey olduğu için bu bedenin etkisi azaldıkça yolumuzu bulmakta zorlanırız.
5. Eterik Şablon:
Enerjisi Tanrı’nın İradesi ve O’nun konuları ile yakından ilgili olan 5. Beden bizim yeryüzü gerçeklerimizin oluşum planıdır. Eterik Şablon bizim irademiz ile Tanrı’nın iradesi bağdaştığı sürece uyumlu işler.
6. Göksel (Kozmik) Beden:
Burası meditasyonla ulaşılan bedensiz yaşamdır. Sözcüklerle anlatılması çok zordur.
Buradan bakıldığında fiziksel yaşam son derece anlamsız ve kopuk görünür. Dünyada mucize olarak adlandırılan olaylar Göksel Beden yoluyla gerçekleşen olaylardır.
7. Karmik Beden:
Karmik Beden Reankarnasyon’la ilgilidir; diğer yaşamlarımızın oluşumları bulunur. Diğer yaşamlarımızı bilmemizin yararı; çözemediğimiz bazı sorunlarımızın nedenlerinin geçmiş yaşamlarımızdan gelip gelmediğini öğrenebilmektir.
--------------------------------------------------------------------------------------------------
Adem ve Hava'nın cennetten kovulması aslında hepimizi ortak bir arayışa sürükledi:
Kayıp cennetimize kavuşmak ve "birlik" duygusuna erişmek. Chakra felsefesinden yola çıkarak, tıkanan enerji merkezlerimizi açmanın pratik yollarını sizin için araştırdık.
Fizik kanunları enerjinin hiçbir zaman kaybolmadığını bildirir. İnsan bedeni de karmaşık bir enerji sisteminin bütünüdür. Günlük hayatta negatif ve pozitif olarak ifade ettiğimiz enerji, kişilerden çevrelerine yayılan göreceli iyilik, kötülük, hoşluk, sertlik, yumuşakık gibi kavramlara dönüşür . Eski Çin ve Hint metinleri insan vücudundaki enerji merkezlerinden söz eder. ''Chakra'' olarak ifade edilen ve bazı geleneksel metinlerde 88 bin adet olduğundan bahsedilen bu enlerji merkezleri, günümüzde 7 temel enerji mekezi olarak inceleniyor. Sanskritçe ''tekerlek” anlamına gelen chakra, sürekli bir devir halindedir. Enerjiyi çeken veya iten de işte bu dönüşlerdir.
Chakra felsefesinden yola çıkılarak, insan bedenini 7 kilitli bir sandığa benzetmek hata olmaz. Günlük yaşantımızdaki stres, mutsuzluk, negatif enerjide boğulmak, kendimizi ifade edememek, üzerimizdeki ailevi ve toplumsal baskılar dış dünyayla iletişimimizi sağlayan enerji merkezlerinin tıkanmasına yol açar. Chakra'lara, içinde bulunan enerjilerden daha yüksek ve saf frekansa sahip enerjiler aktığında, titreşimler de artar ve tıkanıklıklardan kaynaklanan düşük frekanslar yok olmaya başlar.
Ulus'ta klinik aromaterapi, sıcak taş terapisi, refleksoloji, manuel lenf drenajı ve çiçek terapisi uygulayan Doğal Terapi Uzmanı İpek Çaldemir, sıcak taş terapisi ve çiçek terapisini chakra'ları açmak amacıyla kullanıyor. Sıcak taş terapisi, uzun süre ısıyı tutma özelliğine sahip volkanik lav (bazalt) taşları ile yapılıyor. Once pürüzsüz görünümdeki, bu parlak ve değişik boylardaki yassı taşlar su içerisinde ısıtılıyor. Sıcak taşlar, vücuttaki 7 chakra'nın bulunduğu noktalara yerleştiriliyor.
Taşlarla yapılan özel masaj buradaki sıkışıp kalmış enerjinin özgürleşmesini sağlıyor. Birinci chakra ''kök chakra'' veya ''temel chakra'' olarak adlandırılıyor. Makatla üreme organlarının arasında bulunuyor ve aşağıya doğru açılıyor. Görevi, kozmik enerjileri maddi ve manevi düzeylerde aktarmak, Onu açmayı başaranlar , dünyadaki yaşamı tüm yönleriyle kabul ederek, daha uyurnlu yaşarnaya hazır oluyorlar. İpek Çaldemir, kök chakra'nın kırmızı renk ile tanımlandığını söylüyor. Kök chakra kötü çalıştığında, sonuçlarını düşünmeden herşeye sahip olmak istersiniz. Maddi değerlere olan tutku ve bağımlılığınız artar. Birinci chakra'yı açmak için, güneşin doğuşunu ve batışını seyretmek sizi yaşama döndürebilir. İlkel kabilelerin müzikleri iç dünyanızı rahatlatabilir.
İkinci chakra, cinsel organların üstünde yer alıyor. Cinsel enerjilerin ve yaratıcılığın merkezi olarak görülüyor. Uyumsuz çalışması sonucunda, kaba tutkularınızı ve cinsel arzularınızı bastırma yoluna gidebilir, hatta seksi bir ilaç gibi kullanabilirsiniz. Ayışığını ve berrak suları seyretmek ikinci chakra'yı canlandırır. Dolunayı izlemek, hayalleriniz ve rüyalarınızda verilen mesajları anlamanızı sağlar. Kuş seslerini dinlemek, akan suyun veya bir çeş- menin şırıitısını dinlemek ruhunuzu okşar. Sembolü olan portakal rengi, yenileyici ve canlandırıcı bir enerjiye kavuşmanızı sağlar.
Üçüncü chakra, göbeğin iki parmak kadar üstünde yer alıyor. Bedenimizin duygusal enerji yaydığı bölgesi burası. Başkalarıyla ilişkilerimiz, hoşlanıp hoşlanmadıklarımız, uzun süreli bir ilişkiye girrne yeteneği hep bu merkezden kontrol edilir. Uyumsuz çalıştlğında, herşeyi ve herkesi kendi istediğiniz gibi idare etmek istersiniz. Bir iç huzursuzluk ve tatrrıinsizlik y:aşarsınız. Üçüncü chakra'nızı açrrıak için güneş ışıklarıyla yıkanan bir başak tarlasına bakmak, ayçiçeklerini izlemek yeterli. Orkestra müziği dinlemek de eneıiinizi artırır. Sembolü olan altın rengi, rahatlamanıza yol açar.
Dördüncü chakra, "kalp chakrası" olarak da adlandırılıyor. Çünkü kalbin hizasında. Tüm chakra sisteminin merkezi. Amacı, sevgi yoluyla tam birleşmeye ulaşmak.. Uyumsuz çalıştığında, verdiğiniz sevginin karşılığında her zaman takdir ve destek bekleyebilir, çabalarınız yeteri kadar takdir görmediğinde derin bir hayal kırıklığına sürüklenirsiniz. Yemyeşil kırlarda dolaşmak, her bir çiçek kalbinizdeki umutlann da yeşermesini sağlar. Doğu ve Batı'nın geleneksel müzikleri de kalp chakrası için uygundur. Sembolize ettiği renk yeşil ve pembedir. Yeşil iç huzur ve berraklığı sağlarken, pembe sevgi ve şefkat duygularını canlandırır
Beşinci chakra, "boyun ve boğaz" chakra'sı olarak biliniyor. Düşüncelerimizle duygularımız, dürtülerimizle tepkilerimiz arasında bir köprü işlevi görüyor. Uyumsuz çalışması halinde, ya duygulannızı yansıtmakta zorluk çekersiniz ya da kendi içinize kapanarak duygularınıza yaşama hakkı tanımazsınız. Bulutsuz gökyüzünün açık, saydam mavisini içinize almak jçin yere uzanın ve rahatlayın. İç varlığınızı göğün derinliklerine açın. Bu arada New Age müzikler dinleyin. Açık ve berrak mavi boğaz chakra'sının rengidir.
Altınca chakra, "göz" chakra'sı da deniyor. Burun köprüsünün bir parmak üstünde ve alnın ortasındadır. Üçüncü göz, bilince ulaşmanın mekanı olduğundan, maddeyi belirleyip ayrıştırabilirsiz. Yüksek zihinsel güçlerimizin, entellektüel kapasitemizin, hafızamızın ve irademizin merkezidir; uyumsuz çalıştığında, entellektüel kibir tuzağına düşebilir, yaşamınızı tamamen akıl ve düşüncelerle idare eder, duygulannızı bastırabilirsiniz. Geceleyin yıldızlı, lacivert gökyüzünü seyrederek üçüncü gözü uyarabilirsiniz. Klasik Batı müziği dinlemek, zihninizin rahatlayıp açılmasını sağlar. Saydam lacivertin, altıncı chakra üzerinde açıcı ve saflaştırıcı bir etkisi vardır.
Yedinci chakra'ya, "taç chakra" ya da ''tepe chakra" deniyor. Başın ortasında, en yüksek noktadadır. Chakra enerjilerinin hepsinin kaynağı ve başlama noktasıdır. Yedinci chakra açıldığında, diğer altısında meydana gelen bütün tıkanıklıklar çözülür ve enerjileri en yüksek frekanslarda titreşir. En iyi müzik sessizliktir. Rengi mor ve beyazdır. Mor renk zihnin ve ruhun dönüşümünü sağlar. Beyaz, ruhu aydınlığa, pozitif enerjiye açar.
Ancak tüm bu söylenenleri yapabilmek için beynimizi rahatlatmamız, yapacaklarımıza inanmamız, kendimizi olduğumuz gibi kabul etmemiz, değiştirmeye çalışmak yerine hatalarımızla sevmeye çalışmamız gerekiyor. Enerji merkezlerinin açılmasında, taş ve çiçek terapisi de rahatlamayı sağlıyor. Bazı yoga teknikleri de bu rahatlığın daha uzun süre hissedilmesine imkan tanıyor. Chakra'lar, ses, renk, değerli taş, aroma ve yoga terapisi ile uyumlu bir şekilde çalıştırılıyor. İpek Çaldemir, sıcak taşlardan yararlanarak yaptığı masaj sayesinde kişilerin terapi sonunda fiziksel, duygusal ve zihinsel rahatlık, dinginlik kazandığını, baştanayağa arınmış hissederek kendi doğasına döndüğünü söylüyor. Vücutta yedi chakranın bulunduğu merkezlere ısı verme özelliği bulunan taşlar yerleştiriliyor. Ardından aromatik öz yağlardan da faydalanılan masaj uygulanıyor. Sıcak taşlarla yapılan bir ovma hareketi, taşlann sıcaklığı ile kan dolaşımını anında harekete geçirdiğinden, normal bir masajdaki on ayrı ovma hareketine eşit olarak ifade ediliyor.
Çiçek terapisinde yararlanılan 38 bitki var. Bitkiler toplandıktan sonra kaynak suyun içine konuluyor. El değmeden bitki esansı üretiliyor. İpek Çaldemir, çiçek terapisini yapmadan önce çiçek fotoğraflarının bulunduğu bir katalog gösteriyor. Üç veya dört adet bitki, ağaç seçiyorsunuz. Bitkilerin hangi enerji merkezlerini sembolize ettiğini, vücudunuzda gelecekte meydana gelebilecek rahatsızlıklan söylüyor. Çünkü her bitkinin yakın olduğu bir chakra var. Buna göre her bir chakra da vücutta bulunduklan merkezlere bakılarak, uyumsuz çalıştığı takdirde bazı hastalıklan ifade ediyor. Bitkilerden elde edilen esansı ise vücudunuza sürebiliyorsunuz.
0 Yorumlar