Çürük
Yıktıkları Osmanlı'ya yıllarca sövdürdüler.
Tam 100 yıldır tarih kitaplarımızla dedelerimize küfreden nesiller haline getirildik.
O tarih kitaplarını yazanlar, sayfalara yansıttıkları RUH'u hep Rum, Ermeni, Yahudi tarihçilerin kitaplarından seçtiler.
Okullarda bize ders diye okuttular.
Bu yüzden geçmişte nasıl oyunlar oynandığını, ülkenin nasıl parçalandığını göremedik.
Abdülhamdi Han'a bomba atan suikastçı Ermeni'yi tebrik ederken, suikast başarılı olamadı diye ağlayan TÜRK'leri bilemedik.
Mesela Tevfik Fikret... "Ey şanlı avcı, damını bîhûde kurmadın, Attın, fakat yazık ki, yazıklar ki vurmadın!" diyerek ağıtlar döküyordu bombacı Ermeni'ye.
İttihatçı Mason subaylardan Ahmet Refik Altınay; "Osmanlı milletini Abdülhamit zulmünden kurtarmak için bu hareket-i kahramânânenin, Ermeni vatandaşlarımız tarafından icra olduğu anlaşıldı" diyordu. İNGİLİZ patentli SUİKAST girişimine "KAHRAMANCA HAREKET" diyorlardı.
İçimizde TÜRK görünümlü Elizabeth çocuklarıydı onlar.
Bugün değişen bir şey yok.
Yine aynı GÜÇ ve AKIL dışarıdan geliyor.
Kendisi saldırmıyor, içeriden saldırtıyor.
Çünkü tıpkı geçmişte olduğu gibi şimdi de o kadar çok meraklısı var ki bu ülkede.
Tel Aviv- Londra- New York PATENTLİ saldırıya tüm bedenlerini ve ruhlarını satarak atlıyorlar.
SAHİPLERİNİN operasyonlarına SAHİP çıkıyorlar. "KAHRAMANCA HAREKET" diye methiyeler düzüyorlar.
Her saldırı geri tepince; "Ey şanlı Avcı, attın ama vuramadın" diye gözyaşı döküyorlar.
Tek hedefleri var; ERDOĞAN'ı indirmek.
Tel Aviv'de İsrailli Bakan aylar önce kameralar önünde haykırıyor; "Erdoğan'ı halletmeliyiz.
Başka ülkeleri de gizlice harekete geçirmeliyiz.
Türkiye'yi kaybediyoruz" diye.
Yani açık ve seçik "Türkiye'nin sahibi biziz" diyor.
Ve o açıklamadan sonra tüm dünyada Yahudi Baronların medyası, Localar, lobiler Türkiye'ye saldırıya geçiyor.
İçeriden de hemen destek geliyor, operasyonlar başlıyor. Akla, hayale gelmeyecek ittifaklar sahneye çıkıyor. "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" diyenler Pensilvanya'ya el öpmeye gidiyor.
Tuhaf tipler ve söylemler çıkıyor ortaya.
Suriye Türk uçağını düşürüyor, iki pilotumuzu ŞEHİT ediyor.
Bu ülkede Suriye yerine Türk Devletine ağzına geleni söyleyen bedbahtlar çıkıyor.
Aradan aylar geçiyor Türkiye bir Suriye uçağını düşürüyor.
Aynı kafalar çıkıyor yine Türk Devleti'ne sallıyor. Hatta öyleleri var ki akıllara zarar.
Mesela PARALEL bir gazete Türk Genelkurmayı'nın gösterdiği kararlılıkla düşürdüğü uçak sonrası şöyle yazıyor; "30 Mart seçimleri öncesi sızdırılabilecek olası bir ses kaydını örtbas etme girişimi"
Türk Ordusu'na yapılacak en ağır hakaret bu. Esad'ın söylemediğini TÜRK görünümlüler üflüyor.
İçimizde Tevfik Fikretler kaynıyor.
Tarih tekerrür ediyor.
Abdülhamid'e saldıranları "Ey şanlı avcı" diye alkışlayan yerli işbirlikçilerden bazılarının kafası İmparatorluk parçalanınca DANK etmişti.
Ve demişlerdi ki; "Tarihler ismini andığı zaman, Sana hak verecek, hey koca sultan;
Bizdik utanmadan iftira atan, Asrın en siyasî padişahına!
Divane sen değil, meğer bizmişiz!
Bir çürük ipliğe hülya dizmişiz!
Sâde deli değil, edepsizmişiz!
Tükürdük atalar kıblegâhına"
Evet bugün Başbakan'ın mezar taşına tükürmek isteyenler yazarlar bile var aramızda. Bir çürük ipliğe İNDİRME hayalleri diziyorlar.
Abdülhamid'in o dönemlerde derdini anlatacak televizyonları yoktu.
Bu MİLLET her şeyi biliyor, her şeyi görüyor.
Kimse merak etmesin...
O çürük iplikler ÇÜRÜĞE ayrılacak!!!
Bekir Hazar
0 Yorumlar