İngilizler Ortadoğu'yu taradılar.

İngilizler Ortadoğu'yu taradılar.

Aradıkları FARKLI Müslümanlar'dı.

İstanbul'daki İslam anlayışına muhalif olan ve farklı inançlar taşıyıp "Ben de Müslümanım ama merkezdeki gibi değil" diyenlerin peşine düştüler.

Gittiler onları bulup, örgütlediler, yeni mezhepler kurdular.

Ortadoğu'yu "Ben de müslümanım" diyenlerin eliyle paramparça edip 22 Arap devleti ortaya çıkardılar.

İstanbul'da da Devleti yönetenlere muhalif kim varsa buldular.
Para ve güç verdiler.

Masonlarla Şeyhülislamları yan yana getirdiler. "İktidar yıkılsın" diyen alimlerin sofrasına oturdular.

Asla yan yana gelmez denen insanları ORTAK hedefte buluşturdular.
Önce İTİFAKLARLA bir araya getirdikleri yerlilerle sorun çıkardılar.
Sonra geldiler, masaya oturup "Burada sorun var" diyerek hakem ve karar verici SAHİP oldular.
İngiliz ZEKASI işte böyle bir şey.

Ve bugün baktığımızda bu ZEKA her köşebaşında bize sırıtıyor.
Gezi'de bir baktık tüm ABD ve İngiltere'nin Yahudi gazeteleri ittifak kurdu.

Geldiler İstanbul'un göbeğinden günlerce canlı yayına geçtiler.
Yazılı medyada bu ülke Başbakanı'nı ağızbirliğiyle "DİKTATÖR" ilan ettiler.

Müthiş bir dayanışma, mükemmel bir İTTİFAK vardı karşımızda.
Ve Taksim'e baktığımızda da, hükümete muhalif ne kadar grup varsa hepsi yan yanaydı.

Ülkücülerle PKK'lılar birlikte slogan atıyordu.

Hatta şu anda MHP'den İstanbul'un bir ilçesinde Belediye Başkan adayı olan arkadaşımız o dönemde GEZİ'de yapacağı icraatı mail yoluyla anlatıyordu bize. "Taksim'de Atatürk heykeline asılan pankartı kaldırmaları için bugün rica edeceğiz" diye...

Heykelin üzerine PKK dahil ne kadar yasadışı örgüt varsa onların pankartları asılmıştı.
Rahatsızlık onlarla YAN YANA gelmek değildi.
Sadece ve sadece pankartlardı.

Yoksa birlikte eylemden sonuna kadar memnundular.
Namaz kılanlarla, ateistleri, laikleri yan yana getirdiler.

Milliyetçiler, o ülkücü belediye başkan adayı da "Hükümet gidecek" diye yürürken onların en önünde LİDER olarak APO'nun mektubunu Diyarbakır'da kürsüde okuyan Kürt milliyetçisi Sırrı Süreyya Önder vardı.

Yanyana gelmeleri mümkün olmayanları bir araya getiren GÜÇ ve ZEKA'nın başarısı tartışılmazdı.

Tarihi bilmediğimiz için bu fotoğrafa hiç bakmadık, hiç tartışmadık.
Zaten organizasyonu yapan akıl, tartışmamıza, düşünmemize asla fırsat vermeyecek kadar USTAYDI.

Seçimlere saatler kaldı ve ortada yine çok ilginç manzaralar var.
Gezi eylemlerine "MARJİNAL" diyen AK Partili, Hatay'da CHP'den başkan adayı yapılıyor. CHP'ye ülkücü ve başörtülü başkan adayları alınıyor.

Kemal Bey BOZKURT işaretleri yapıyor.
Yozgat'ta MHP bürosuna CHP afişleri asılıyor.
CHP ABD'ye gidip Yahudi lobileri geziyor.
Oradan Pensilvanya'ya gidip el öpüyor.
Pensilvanya CHP'ye oy istiyor.
İngiliz basınından hükümete sallıyor.
En son Şarkul Avsat'a konuşuyor.

Arap gazetesi ama Kraliçe'nin Londra'sından yayın yapıyor.
CHP'nin İstanbul adayı Pensilvanya'yı sevdiğini açıklıyor.

Altı okundan biri LAİKLİK olan CHP, neredeyse "CEMAATÇİLİK" diye 7. ok takmaya hazırlanıyor.
Sermaye TESPİH çekiyor.

Doğan grubunda yıllarca çalışan gazeteci bir arkadaşımızın facebook sayfasında ilginç açıklamalar yer alıyor. "Eskiden komünisttim ama şimdi sosyalist oldum." deniyor ve ekleniyor; "Sosyalistim ama ÜLKÜCÜ SOSYALİST"...

Allah Allah neler çıkıyor?

Listeler yayınlanıyor, sosyal medyada çağrılar yapılıyor; "Şu ilde CHP'ye, bu ilde MHP'ye oy verin" diye.

Herkes artık tekrar tekrar sormak durumunda...
Böyle bir İTTİFAK'ı kuracak ZEKA kimde?

Bekir HAZAR