Kayıp Ahit Sandığının Sırları

Peygamberleri onlara şöyle dedi: “Onun hükümdarlığının alameti, size o sandığın gelmesidir. Onda Rabbinizden bir güven duygusu ve huzur ile Mûsâ ailesinin, Hârûn ailesinin geriye bıraktığından kalıntılar vardır. Onu melekler taşımaktadır. Eğer inanmış kimselerseniz, bunda şüphesiz sizin için kesin bir delil vardır.” Bakara Suresi 248. Ayet

Din adamları, simyacılar, gizem avcıları ve daha nicelerinin peşinde olduğu Ahit sandığının sırrı nedir? Bugün nerede ve neden bu kadar önemli?

Ahit Sandığı, Tevrat’ta detaylı olarak tarif edilen, On Emir Tabletlerinin saklanması için yapılmış sandık. Zamanında Kudüs’teki Süleyman Mabedi içerisinde saklandığına ve içinde On Emir Tabletleri ile çeşitli dini objelerin bulunduğuna inanılır.
3 büyük kitapta da adından bahsedilen Ahit Sandığı tevratta şöyle bildirilir:
“Ve Sina dağında, Musa ile söyleşmeyi bitirince, şahadetin iki levhasını ona verdi.” (Kitabı Mukaddes. Çıkış. Bap. 31)
İsrailoğulları Mısır’dan çıktıkları zaman, RABBİN onlarla ahdettiği Horeb dağında, sandığın içine Musa’nın koymuş olduğu iki levhadan başka içinde bir şey yoktu.” (Kitabı Mukaddes /Tarihler II. Bap5)

Ahit Sandığı 111 cm uzunluğunda, 67 cm genişliğinde ve 67 cm yüksekliğindeydi. Akasya ağacından yapılmıştı, hem içten hem de dıştan saf altınla kaplanmış ve altın bir kenar süsüyle süslenmişti. Kapağı saf altındandı ve üstünde her iki uca yerleştirilmiş iki altın kerubi bulunuyordu. Kerubiler karşılıklı duruyordu ve yüzleri kapağa dönüktü, kanatları ise yukarıya doğru açılıyor ve kapağın üzerini örtüyordu. Sandığın ayaklarının yukarısında dört altın halka vardı. Akasya ağacından yapılmış ve altınla kaplanmış sırıklar bu halkalardan geçiriliyordu ve Ahit Sandığı bu sırıklarla taşınıyordu.
Eski ahit, tanrının kendisine yapılan portatif tapınağa yerleştirilen sandık üzerinde tecelli ettiğine sıkça değinmektedir. Ehil olmayan biri tarafından sandığa dokunulduğunda helak olduğu bildirilmektedir.
Ahit Sandığı ilk başlarda Kutsal Çadırın En Kutsal Yerinde bulunuyordu. Bir yerden başka bir yere taşınabilen bu çadır Ahit Sandığıyla aynı zamanda yapılmıştı. En Kutsal Yer bir perdeyle gizlenmişti, kâhinler ve halk göremiyordu. Sadece başkâhin yılda bir kere, Kefaret Gününde bu kısma girebilir ve Ahit Sandığını görebilirdi. Ahit Sandığı daha sonra Süleyman’ın yaptığı mabedin En Kutsal Yerine taşındı.
Sandığın şu anda nerede olduğu bilinmese de varlığına inananlar çoktur ve sandığın kayboluşuna dair birçok fikir ortaya atılmıştır. Bugün sandığın nerede olduğuna dair de pek çok iddia vardır ve çeşitli kimseler hâlâ sandığı aramaktadırlar. Son olarak yapılan iddia sandığın Musa peygamberin denizden geçerken orda bırakıldığıdır.
Bir başka düşünceye göre de İsa çarmıha gerildiğinde akan kanı havarilerinden biri bir tasa koyar ve daha sonra o tası da Ahit Sandığı’na koyarak gizli bir yere gömer.
Kur’an-ı Kerim’de Bakara 248 inci ayeti kerime de bu sandiktan “tabut” diye bahseder ve tabutun icinde ise “sekine” ve Musa ile Harun hanedanlığından kalıntılar olduğuna işaret eder.

“Ona Mehdi denilmesinin nedeni, gizli olan bir şeyin yolunu göstermesidir. Antakya denilen bir yerden Tabut’u(ahit sandığını) ortaya çıkaracaktır” (Suyuti, el- Havili’l Feteva, II.82)

Vakti zamanında Antakya’ya bağlı olan Tarsus (kısa zaman önce yine gizemli bir şekilde ortaya çıkan) Danyal Peygamber’in türbesini barındırmanın yanında, Lokman Hekim, Bilal-i Habeşi Hazretleri’nin de makamlarına ve Ashab-ı Kehf mağarasına ev sahipliği ediyor. Antakya’da bulunan “Habib-i Neccar” Hazretleri’nin türbesi, Hz.Beyazid-i Bistami’nin makamı ve Hz.Musa ile Hz.Hızır’ın buluştuğu yer olarak rivayet edilen Hızır Türbesini de katarsanız bölgenin ne kadar münbit olduğu anlaşılır.

Ahit Sandığı’nın nerede olduğu konusundaki diğer teoriler arasında Haham Shlomo Goren ve Yehuda Getz’in teorisi, tapınağın altına gizlenmiş olduğu ve Nebukadnezar onu çalmadan önce oraya gömülmüş olduğu yer almaktadır. Tapınak dağı şimdi İslami bir kutsal alan olan Kubbet-üs-Sahra’ya ev sahipliği yapmakta ve yerel Müslüman topluluk kazı yapılmasına izin vermemektedir. Dolayısıyla Haham Goren ve Getz’in doğru olup olmadığını bilememekteyiz.

“The Economist”in eski Doğu Afrika muhabiri Graham Hancock, 1992 yılında yayınlanan The Sign and the Seal: The Quest for the Lost Ark of the Covenant adlı kitabında sandığın Etiyopya’nın antik bir kenti olan Aksum’daki Siyonlu Aziz Meryem Kilisesi’nde saklandığını iddia etmektedir. B.A.S.E. Enstitüsü’nden Robert Cornuke de sandığın Aksum’da olabileceğine inanmaktadır. Ancak kimse sandığı henüz bulamamıştır. Benzer şekilde, arkeolog Michael Sanders, sandığın İsrail’in Djaharya’daki eski bir Mısır tapınağında saklandığına inanmaktadır ancak henüz bulunamamıştır.

Şüpheli bir İrlandalı gelenek, sandığın İrlanda’daki Tara Tepesi’ne gömüldüğünü ileri sürmektedir. Bazı uzmanlar bunun, ‘gökkuşağının sonundaki altın dolu çömlek’ efsanenin kaynağı olduğuna inanmaktadır. Bundan daha az inandıcı olan iddialar ise Ron Wyatt ve Tom Crotser’ın iddialarıdır. Wyatt sandığı Golgota’da gömülü olarak gördüğünü, Crotser ise Nibu Dağı yakınlarında yer alan Pisga Dağı’nda gördüğünü iddia etmiştir. Bu iki kişiye de arkeolog çevreler tarafından pek itibar edilmemektedir ve ikisi de sıradışı iddialarını hiçbir kanıtla doğrulayamamıştır.

Pek çok komplo teorisinde Ahit Sandığı büyük güçlere sahip bir nesne olarak gösterilmektedir. Bazı teorilere göre bir silah, bazılarına göre de bir geçitin anahtarıdır. Fetih dönemlerinde İsrailoğulları Ahit Sandığı’nı yanlarında taşımış ve savaşlarda motivasyon aracı olarak kullanmışlardır. Buna rağmen bazı savaşlarda büyük yenilgiler almışlardır. Ahit Sandığı hakkında araştırma yapmış çoğu uzman “Eğer büyük güçlere sahip olsaydı İsrailoğulları hiçbir savaşta yenilmezlerdi.” demektedirler. Buna rağmen bir güç barındırsa da barındırmasa da bulunması veya ortaya çıkması kıyamet anlamına gelse de bir çok kişi tarafından halen yeri araştırılmakta ve gizli kazılarla ortaya çıkacağı gün beklenmektedir.

Sonuç olarak, sandık, Tanrı dışında herkes için kayıp olmayı sürdürmektedir. Anlattıklarımız gibi ilginç teoriler ileri sürülmeye devam etmektedir fakat sandık henüz bulunamamıştır. 2. Makebeler’in yazarı pek tabiki haklı olabilir ve belki de bizler kayıp Ahit Sandığı’na ne olduğunu İsa Mesih geri gelene kadar bilemeyeceğiz.

KAYNAKÇA
https://tr.wikipedia.org/wiki/Ahit_Sand%C4%B1%C4%9F%C4%B1
http://www.sihirlifasulyeler.com/ilgincler/ahit-sandigi-nedir-neden-onemlidir-icinde-neler-vardir
https://www.gotquestions.org/Turkce/sandik-ahit.html
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/musa-dede/ahit-sandiginin-meskeni-ve-uskudarda-bir-kitapci-40642272
https://www.jw.org/tr/kutsal-kitabin-ogrettikleri/sorular/ahit-sandigi/
https://www.harunyahya.web.tr/tr/Makaleler/3305/tabut-u-sekine-hz-musanin

Yorum Gönder

0 Yorumlar

Recent, Random or Label