Telkin bir düşünce kalıbıdır. Kendi içinde anlam ve olumluluk arz eden bir söylemdir. Telkin aynı zamanda yön verici, iddialı – nasıl olmalı, ne olmalı – soru şekillerine cevap verebilen düşünce şeklidir.
Telkin Görecelilik Arz Eder
Telkinde geçerli olan alıcının (uygulanan kişinin) algısıdır.
Telkin, kaynak açısından kendi içinde mutlaklık arz etse de, alıcı tarafından görecelilik gerçeği ile karşılaşır. Örneğin “bu işi yapabilecek tek kişisin” söylemi, alıcı tarafından mutlak anlamda pozitif bir söylem olarak mı algılanacaktır?
Hayır! Söz konusu işin, düşünce kaynağının, geçmiş ikili iletişimin ve öz farkındalığın alıcı tarafından nasıl algılandığına göre, ilgili söylemin pozitif veya negatif olduğuna karar verilecektir.
Dolayısıyla söylem, alıcının algısı ile sabittir.
Söz konusu düşünce, meşru altyapıya sahipliği, pozitif telkin olma derecesi ile doğru orantılıdır.
“Sen başarılı bir çalışansın”
“Sen işini en iyi şekilde gerçekleştiriyorsun”
“Bu zor işin üstesinden gelebilecek tek kişisin”
“Sana Güveniyorum”
Yukarıdaki söylem kalıpları, “bu işi yapabilecek tek kişisin” temel söylemini meşrulaştırarak, alıcının, algı esnekliğini kısarak, pozitif telkin algı eğilimini arttırmaktadır. Burada önemli olan nokta, telkinin kaynağı, ile alıcının iradesi arasındaki farklılık çatışmasına odakanmaktan ziyade, alıcının algısını (imajinasyonunu) telkin ile uyumlu kılmaktır. Ziraa, algı ile irade arasındaki çatışma her zaman algı lehine sonuçlanarak, algı bir zaman sonra iradenin kendisi olur.
İrade (Bilinç) : Somut gerçek tecrübelerin, getirdiği bilinçli düşünce kalıplarının oluşturduğu zihinsel organizasyondur. Somut tecrübeler ile telkin arasındaki çatışma – başarısız olunan bir kaç işe karşın, “başarılı bir çalışansın, sana güveniyorum” söylemi -
Yukarıdaki pozitif söylemlerle eşleştirilen birey, bu telkinleri algısı haline getirerek, bu algı şablonu doğrultusunda karar verecek, bu kararlar doğrultusunda eyleme geçecek ve sonuç olarak en baştaki telkinin yarattığı algı, alıcının gerçeği olacaktır. Düşünülmese de bu etkilinin yaratıcı gücü işte bu noktada ortaya çıkmaktadır. İlgili kriterler doğrultusunda gerçekleştirilen telkin etkinliği, düşünüldüğünden güçlüdür.
Telkin Bir Bilinçaltı Çalışmasıdır
Bilinçli zihin, geçmiş ve şimdiki zaman gerçeklerinden bağımsız işleyemez. Yıllardır kilo veremeyen, kilolu olan bireye, “sen rahatlıkla kilo verebilirsin, yeterli azme sahipsin” demek bilinç ile telkin arasında çatışmaya neden olur. Birey doğduğu günden bugüne, edindiği tecrübeler ve karşılaştığı olumlu,olumsuz söylemleri, zamanla bilinçaltına atarak, kendini ve dünyayı görme şablonu kurmuştur. Söz konusu şablonun değiştirilmesi, bilinçaltının tekrar programlanması – pozitif telkinlerin farklı zaman ve koşullarda – tekrar edilmesi dahilinde yapılan çalışma ile gerçekleşebilmektedir. Ziraa, birey bilinçaltı söylem kalıplarını (algısını) değiştirmeden, arzu ettiği değişimi temelden değiştiremez. Geçici, heves değişimleri gerçekleşebilir. Algı ile bilinç arasındaki çatışma her zaman algının lehine sonuçlanır. Bilinçaltı Hipnotik çalışmalarının gerekçesi de bu çatışma gerçeğine dayanaktadır.
Bio-Frekans Bilinçaltı Telkin
Bio-Frekans Bilinçaltı Telkin Setlerinin temelinde iki ana unsur yatmaktadır.
Meşrulaştırılmış İsme Hitaben Oluşturulmuş Pozitif Telkinler
İrade – Bilinç - bariyerinin ortadan kaldırılması
Bireyin arzu ettiği değişim doğrultusunda seçtiği pozitif meşrulaştırılmış telkinler, irade bariyerini ortadan kaldıran beş farklı subliminal audio tekniği kullanılarak doğrudan bilinçaltına ulaştırılır. Söz konusu Bio-Frekans setleri, belirli kurallar çerçevesinde ve sistemli olarak, bireyin bilinçaltının, arzu edilen değişim doğrultusunda, alternatif pozitif söylemlerin edinmesini sağlar – bireyin algısının, dolayısıyla kararlarının ve davranış şekillerinin değişmesi ile sonuçlanır -
0 Yorumlar