İnsanoğlu binlerce yıldır ölümsüzlüğe ve sınırsız mutluluğa ulaşmak için tüm gücüyle çalışıyor. Tüm fabrikalar, hastaneler ve kurulu milyonlarca düzen bu büyük hedefe biraz olsun ulaşma yolundaki minik adımlardı.
Bir yolu olamaz mı? En eşsiz zevkler ve mutluluk girdapları içinde sıkılmaksızın geçen her günü sürprizlerle dolu bir ömür. Sonsuz bilgeliğe, Rabbin muhteşem güzelliğine ve gücüne ulaşmak... Ölümsüz olmak... Eğer bunun gerçek olabilme ihtimali varsa bir ömrün her dakikasını sonuna kadar feda etmeye kesinlikle değer. Biraz daha iyi bir gelir ya da istediğimiz araba için dahi yıllarca büyük sıkıntılar altında çalıştığımızı düşünürsek ebedi mutluluğa erişmek için insanüstü bir özveri ile çırpınırcasına ölürcesine çalışmak dahi son derece küçük bir bedelle sonsuz eşsiz bir hazineye kavuşmak gibi olacaktır.
İnsanoğlunun istisnasız tüm isteklerini gerçekleştirecek mucizevî kapıya ulaşma yolunu tarif ettiğini iddia eden, hatta o mükemmel ilahi krallığı gördüğünü söyleyen milyonlarca insan ve kitabı tarihten gelip geçtiler. Bu kitaplar ve öğretilerin bir kısmı birbirlerine ters bilgilerden oluşuyordu ve her biri kısmen de olsa diğerlerinin doğru olmadığını iddia ediyordu. Pek çok birbirine karşı din, felsefe ve kitap arasında boğulan insanoğlu sonunda en kolayını ve maalesef en ahmakça yolu seçti; Araştırmadan, bilmeden çevresine bir koyun gibi uymayı... Sonsuz mutluluğunu ve saadet ihtimalini birbiriyle çelişkili şekilde konuşan birkaç sahte hacı, hoca ya da rahibe teslim etti. Bu yüzden doğru bilginin ne olduğu araştırılmaksızın Kanada'da doğanların yüzde 99'u Hıristiyan, İran'da doğanların yüzde 99'u Müslüman ve coğrafyasına göre hemen herkes çevresindeki dini olduğu gibi kabul etti ve her biri ne gariptir ki kendi dininin ve yolunun doğrulunu inanarak şiddetle savunan insanlar haline geldiler. Oysa dinlerden ya da mutluluğa götüren yollardan ancak birisi doğru olabilirdi. Çünkü birbirlerini hatalı olmakla suçluyor ve somut konularda farklı iddialar içeriyorlardı.
Eğer bu onlarca din ve kitaptan birisi gerçekten doğruyu söylüyorsa; gerçekten her şeyi yapma gücüne sahip muhteşem bir Yaratıcı güç evrene hâkimse ve o insanlara ebedi mutlu bir yaşam sunabilecekse bu gerçekten baş döndürücü bir durumdu. O kitabın hangi kitap olduğunu, kurtuluşa hangi yolun götürdüğünü keşfetmek... İşte bu bilgi tartışmasız dünyanın en değerli bilgisi idi. O kitap ya da yol bir hazine idi fakat onun doğruluğunu ispatlayıp o yolda yürümeye ikna edecek bilgi hazinenin kapağını açan bir anahtar olmakla eşsiz değerde ve kutsal bir bilgi, ikna edici bir mucize durumunda idi.
Şahsım adına sonsuz mutluluğa zatımı ve tüm insanlığı, tüm canlıları ulaştıracak bilginin keşfine ve ona uymaya ömrümü ve sahip olduğum her şeyi tümüyle adıyorum. Bu eşsiz bilgiye giden yolda minik bir adım dahi kaydedebilmek için en acı ölümlere bile katlanmaya değer... Sonsuz ve muhteşem olan için sınırlı ve adi olanın feda edilmesi hakkında tereddüde düşmek ancak ahmaklık işareti olabilir. İnsanlığın sonsuz mutluluk bilgisi için gerekirse her servet ve zaman feda olsun.
Nasılsa ebediyette en güzel şekilde buluşacağız...
Kaynak: “Kutsal Gizemler -I-”
0 Yorumlar